28 Ocak 2011 Cuma

Türkiye'nin En Ucu Şemdinli -6

Şubat ayının gelmesiyle şafaktan gün düşmüştü ama sıkıntılı günlerde başlamıştı.Tek yazıcı ben kalmıştım.Madalyon diye arkadaşların neyi nitelendirdiğini anlamaya başlamıştım.

Günde 3 saatimi alan yemek listesi sıkıntılarımın baş rolüydü.Günlük olarak hazırlanan listeyi aylık raporlarla birleştirmek gerekiyordu.Oluşturulan rapor imzalatılarak, tabura gönderiliyordu.Şubat ayı boyunca hazırladığım raporlar birleştirilerek imzaya hazır duruma getirilmişti.Baş çavuşun kontrolu esnasında sinirlenmesi ve raporları yeniden istemesi aynı anda oldu.Saat 21:00 sularıydı.10 saatte bir aylık raporun tamamının bitmesi gerekiyordu.Sinirden sigarayı yiyordum ve hatamı düzeltmeye çalışıyordum.Hatamın ta kendisi pirinç pilavıydı.

Normalde stoklarda kilolarca pirinç olmasına karşın mevkiimizde yok ile yeksan  olması sebebiyle pirinç pilavı hergün yazılmalıymış.Yani aslında yok ama var gözüküyor.Benim suçum listede olmayan pirinç pilavını neden yazmadığımdan kaynaklanıyordu.Gün sonu sıkıntılara son verdim ve raporu yetiştirdim.

Akşamları dizi ortamının kurulması ile sıkıntıların bir ölçüde dağılması bir oluyordu.Toplu yorumlarla seyredilen dizilerde , eski sinemalardaki ortamlar oluyordu.Yorum yapanlar , alkışlayanlar , sinirlenip bağıranlar....Hafta içi en az 3 gün yatağımda kitap okurdum .Sadece Perşembe günleri "Kurtlar Vadisi" zevkini kaçırmazdım. Kalabalık izlendiğinde çok eğlenceli oluyordu.Bir bölük Polat Alemdar insanın moralini düzeltiyordu.

Haftasonları ise futbol maçlarında yaşanan tribün ortamları bir an olsun uzaklaştırıyordu bizi.Sınırlı seçeneklere verilen tepkiler bile aynı olmuştu.Sık sık kesilen elektriğe jale diye bağırılması , hoş hatıralardan birisi aslında.Jale ,jeneratörcünün unvanıydı.

Askerliğin büyük bölümü bitmişti ama daha iki ayımız vardı.Sona geldiğimizde sıkıntılarımız azalacak , daha güzel günler artacaktı.

Sonuç;

Askerliği anlamak için 6 ay çok kısa.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder