14 Ocak 2011 Cuma

Türkiye'nin En Ucu Şemdinli -5

Karakol içeri girdiğimiz dakikalarda, görüşü iyice azaltan beyaz bir görüntüdeydi.Sanırım ocağın  15 veya 16' sıydı.Sudan çıkmış balık misali karakola doğru ilerliyorduk.Kısa dönemler zorlanırlar orada , hayat çok zordur gibi dolduruşlarla gittiğimiz bir yerdi aslında. 

Burada öğrendiğimiz ilk olgu devrecilikti.Orada bulunan 83/4'lerin gitmesine 1 ay kadar bir süre kalmıştı.Benim düşüncem kendimize ait bir yer seçmemiz yönündeydi.84/1 ve 84/2 lerle uzun zaman geçirecektik.Daha ziyade bu gruptaki kişilerle arkadaşlık kuracaktık zaten besbelli.

Biz nasıl daha rahat ederiz diye akıl oyunlarına baş vurmaya hazırlanırken , asıl olayla yüz yüze gelmiştik.Görev dağılımı neticesinde askerliğimizin ne denli huzur  içinde geçeceği tayin edilecekti.Gece devriye çavuşluğu , kantin , yazıcılık , gündüz devriye çavuşluğu ve nizamiye çavuşluğu vardı.Görevler bize hiç birşey ifade etmiyordu ki, o an 83/4 devre gidecek olan Bursa'lı yazıcı arkadaşım ," sen yazıcı ol,Başçavuş seni çağırıyor " dedi. O an yanımızda olanların ağlamaklı gözlerinden hiç birşey anlamayan saf bir şekilde ilerledim.Arkamdan üff madalyonu tuttu nidalarıyla serzenişte bulunan bir bölük bırakarak, girdim içeri.Selam duruş ve sorulara  cevap ile fikrimi sormadı hiç başçavuşumuz."Artık sen buradasın şimdi git işine bak"sözleriyle , kantine doğru hareketlenmem bir oldu. 

Orada geçecek 5 ayın ne kadar zorlu olacağı ile ilgili ilk intibalar , yaşayacaklarımın yanında çok huzurlu günler olacağının farkında olmadan , sigara üstüne sigara yaktım.Herkes farklı olaylardan bahsediyordu.Ben neden , neden diye şuursuz duruyordum.

O günlerde askerin en büyük işi ellerinde kürekler menzilerin ortaya çıkmasını sağlamaktı.Bir iki kürek değişmeli saldırırdık karlara 5 - 6 kişi.Bu tip işlerden artık ben muaftım.Odama gelip çay içebiliyordum.Başçavuşumuz kendisinden başka kimseye laf söyletmiyordu.Aylık ,haftalık , günlük standart işler olduğu gibi, silah ve depo kontrolü , günlük yemek için depodan malzemenin verilmesi , kömür , jeneratör kısaca aklına gelecek herşeyden başçavuş yani biz sorumluyduk.

İzinin hayal olduğu , çarşı izninin ise imkansız olduğu çoğrafya da arkadaşlarla bazı zevklerimiz vardı tabii.Geniş sohbet ortamlarının kurulması askerliğin birinci şartıdır.Burada ailesiyle hiç konuşmayan , sıkıntısı hiç bilmediğiniz kişiler bile açılır , herşeyi anlatırlar.

Eğlencelerimizden bir başkası ise oyunlardı.İlginç bir şekilde satranç konusunda kompetan olan bir bölüktü gittiğim.Tabii ki batak , futbol gibi eğlencelerde mevcuttu.Satranç genelde kantinde rahatça oynanabilse de, batak oynamak için gece görüşe çıkıp oynamak hem daha zevkli , hem de daha eğlenceli oluyordu.

Digiturk, oradaki en güzel neşeli dakikaların temelinin atıldığı lüksümüzdü.Beşiktaş , Galatasaray , Fenerbahçe tribünlerinin oluştuğu maçlarının takibi çok eğlenceliydi.Futbol izlenilmeyen zamanlarda, dizi açılırdı.Eğer dizide yok ise Fashion TV açılır ses "mute"lanır , müzik isteyenler için arabesk veya türkü çalınırdı.Görüntü Adriana Lima'nın "Bir teselli ver" şarkısında salınması oluyordu.

İlk izlenimlerimiz çok iyi arkadaşlıklar kazanacağımız ,zor günlerin bizi beklediğiydi.


DEVAM EDECEK...

Sonuç;

Yerinde  güzel olan anlar vardır ya.Orada çok güzeldi o anlar.


  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder